22 Ekim 2014 Çarşamba

haftanın en iyileri... (Sosyal Dışlanmanın Roman Halleri)

bu haftaki response paper'lar içinde diğerlerine göre ayırd edici olan 2 çalışma aşağıda:

ceren

Sosyal dışlanma yaşayan insanların mekansal ayrımından oldukça yetersiz hizmet görmelerinden,çok zor koşullarda hayata tutunma çabalarından söz ediyor ve romanların hayatları ele alınıyor. Yazar önce bazı illerin roman mahallelerindeki insanların sorunlarını dinliyor, daha sonra bu sorunları net başlıklar altında topluyor ve en son çözüm önerisi üretiyor.

Roman mahallelerindeki sıkıntıların çoğu birbirini tetikleyen faktörler olduğunu söyleyebiliriz. Düzenli bir iş yok bununla birlikte gelen düzenli bir gelirin olmayışı , ailelerin çocukların eğitim masraflarını karşılayamadıkları ve çocukların okulu bırakmak zorunda kalmaları,sağlık sorunlarının 2. derece sağlık kurumlarında sıklıkça yaşanması, mahallelere ulaşımın sağlanamaması  mesela  otobüslerin bu roman mahallelerinden geçmemesi, sigortalarının olmaması kısacası geleceğe yönelik bir yaşam sürmelerini günü kurtarma çabaları anlatılıyor.

Romanların bu durumu bana oldukça acı verdi. Adeta  mekansal  anlamda büyük bir sınıfsal ayrım söz konusu ve mekansal ve sosyal dışlanmayı anlatan bir olgu.Sanki ağır suçlar işleyen insanlar  bir hapishane sistemi gibi hayatla mücadele etmeye çalışıyorlar ve bu hapishaneden kurtulmak için ellerinden geleni yapmaya çalışsalar da kısıtlı imkanlar adeta hapishanenin duvarları gibi geçmelerine izin vermiyor. Bir yolunu bulup o duvarları aşsalar bile sanki suçlularmış gibi o kimliklerine işlenen suçlu damgası sosyal dışlanmalarına sebep oluyor.

Bu mahallelerin üzerinde durulsa, bir suçludan çok önce insan gözüyle bakılsa , ilk olarak düzenli bir iş probleminin üstünde durularak sorunların çözümüne başlandığı zaman romanların öncelikle kendilerine olan güveni artacak, daha düzenli ve geleceğe yönelik bir yaşam düşünmeye başlayacaklarını düşünmekteyim. Bu durum zamanla romanlar üzerindeki diğer insanların ön yargısını yok etmeye başlayacaktır ve insanların algısında sosyal dışlanma geçmişte yaşanan geleceğe dair izlerinin oldukça hafiflediği kötü bir anı haline gelecektir.  

    Tartışma Soruları:
    • Romanlara kamuda neden yeteri kadar istihdam sağlanmıyor?Bu kadar araştırma yapılmışken, bu konudaki dışlanmışlığın farkındaysa devlet, öncelikle kamusal yerlerde romanlara bazı fırsatların sunulması gerekmez mi ki bir an önce diğer insanların romanlara duyduğu ön yargılarda yıkılmaya başlasın ?
    • Okuduğum parçada sigortasız çalışmalarına rağmen iş imkanlarının getirdiği ağır şartlar ve güvenlik sorunları bazı insanların sağlığını ciddi derecede bozmuş, işlerinden atılmışlar ve belli bir yaştan sonra çalışamayacak hale gelecekler ,üstelik emekliliklerinde bu fakirliği daha çok yaşayacaklar.Okuduğum kitaptan bir örnek verecek olursam: iş kazasında bir insanın parmağı kopuyor ve hastanede bunu söylemek yerine bu durumu gizlemeyi tercih ediyor ve kopuk parmakla çalışamayacağı için gene işsiz kalıyor . Kısacası bu insanların aslında korkacakları hiç bir şey yokken neden bu kadar susmaktalar ?
    0----0


    hava

    Kitap, Romanların karşılaştığı sosyal dışlanmayı farklı yönleriyle inceliyor. Toplumdan dışlanmanın getirdiği zorlukları, bunun hayatlarına etkilerini, dışlanmanın sebeblerini ayrıntılı olarak araştırıyor ve inceliyor. Bunlar sadece mahallenin dışından gözlemleyerek değil Roman yaşamının içine girerek, bizzat dışlanmaya mağruz kalan insanlarla konuşarak yapılıyor. Yaşananları birinci ağızdan dinlemek ve fotoğraflarla anlatılan yerleri görmek okuduklarımın etkileyiciliğini artırıyor. Ayrıca iki taraftan da yorumların bulunması olaylara objektif bakılabilmeyi sağlıyor. Kitapta sosyal dışlanmaya neden olabilecek faktörleri ayrı ayrı inceliyor ve alternatif çözüm önerileri ortaya koyuyor.

    Kitap, hep aklımın köşesinde duran bir gerçeği alıp gözümün önüne getirdi. Genel olarak insanların düşündükleri ama pek dile getirmedikleri gerçekleri kendini sorgulatacak bir biçimde anlatılıyor. Okuduktan sonra acaba ben de o dışlayan toplumdan mıyım diye bir özeleştiri yapmamı sağladı. Hayır cevabını verebilmeme rağmen toplum adına bir suçluluk duygusu bıraktı ardında. Toplumsal dışlanmanın ne kadar ciddi bir sorun olduğunu anlamamı sağladı. Bu toplumsal dışlanmanın insanların hayatlarını ne ölçüde şekillerdirdiği açıkça gösteriliyor. Ayrıca mekansal ayrışmanın sosyal dışlanma ile olan kuvvetli bağlarını hakkında düşünmemi sağladı. Sadece damgalanmış bir mekanda yaşamak bile toplumun önyargılı yaklaşmasına neden oluyor. Bu önyargının ardında kim olduğunun nasıl davrandığının önemi kalmıyor. Farklı etnik grupların da yaşamasına rağmen damgalanmış bir mekanda yaşanması Roman adı altında dışlanmak için yeterli geliyor.

    Kitapta eksik bulduğum aklımda soru işaretleri bırakan kısım iç dışlanmaydı. Dışlanmış bir grup olan Romanların kendi aralarındaki ‘yerli’ ‘yeni’ ayrımı yaptıklarına değinirken bunun ayrıntılarından pek bahsedilmiyor. Dışlanmadan böylesine sert bir şekilde etkilenen bir grup neden kendi aralarında bunu devam ettiriyor sorusu kaldı aklımda.


    Tartışma Soruları:
    • Sosyal dışlanmanın tamamiyle bitmesi için Romanların kendi kimliklerinden vazgeçip topluma adapte olmaları şart mıdır?
    • Dışlanan mekanda gerçekten dayanışma yok mu olur yoksa dışlanmış gruba aidiyet hissi ile kuvvetlenir mi?

    0----0

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder